Sigarayı bırakmak istiyor musunuz? Cevabınız evet ise, Prof. Dr. Birol Saygı’nın sunduğu bilgiler, size yardımcı olabilir. Bu sayede bağımlılıktan kurtulabilir ve özgür bir hayata başlayabilirsiniz.
Sigarayı bırakmanın bir kişinin sağlığı, enerjisi ve zindeliği üzerinde oldukça olumlu bir etkisi olduğunu belirten Beykoz Üniversitesi Prof. Dr. Birol Saygı, “Sigara içiyorsanız, bırakmak için asla geç değil. Sigarayı bıraktıktan hemen sonra vücudunuz kendini onarmaya başlayabilir. Özellikle kalp hastalığı gibi sigara ile ilgili hastalıklara yakalanma riskiniz oldukça hızlı bir şekilde düşer” diyor.
48 saat sonra nefes almak kolaylaşır
Sigarayı bırakmanın bir kişinin sağlığı, enerjisi ve zindeliği üzerinde oldukça olumlu bir etkisi olduğunu belirten Saygı, sigarayı bıraktıktan sonra yaşanacak değişikleri şöyle anlatıyor: “Sigara bıraktıktan sonra ilk iki veya üç hafta, sigara içme belirtileri yaşanması ve güçlü sigara içme dürtüsü ile baş etmeyi öğrenilmesi nedeniyle birçok sigara içen için geçmesi çok zor bir süreç olabilir.
Bununla birlikte, 48 saat sonra akciğerler karbon monoksitten arınır, nefes almak daha kolay hale gelir, bronşiyal tüpler gevşemeye başlar ve vücudun enerji seviyeleri artar. Sigarayı bıraktıktan sonra kan dolaşımınız da iyileşir. Kendiniz için yapabileceğiniz en iyi seçenek; hem vücudunuzda üretilen serbest radikalleri azaltmak hem de vücudunuzun antioksidan seviyesini arttırmak için sigarayı tamamen bırakmaktır.
Sigaradan bir nefes bile çok tehlikelidir
Sigarayı içmeyi bir kenara bırakın; sigara dumanından ister pasif ister aktif olarak bir nefes almak bile tehlikeli… Zira sigara dumanı, tüm iç organları riske atan zehirlerin ve kansere neden olan kimyasalların toksik bir karışımı. Prof. Dr. Birol Saygı’nın verdiği bilgiye göre; sigara dumanı, benzen, formaldehit, hidrojen siyanür, karbon monoksit ve arsenik ile serbest radikaller üreten radyoaktif bileşenlere sahip olup zehirli, kansere neden olan zararlı kimyasalları içeriyor.
Sigara dumanı, hücresel hasara neden olabilecek bol miktarda serbest radikal yaratıyor ve vücudumuzdaki temel vitamin ve mineralleri tüketiyor. Saygı, “Sigara içmek vücudun besin maddelerini emme ve işleme yeteneğinde büyük rol oynar. Sigaradaki nikotin, vücudun sistemlerini ve bunların işlevlerini olumsuz yönde etkileyen güçlü bir kimyasaldır. Nikotinin etkilediği fonksiyonlardan biri, vücudun uygun besin seviyesini koruma yeteneğini azaltmasıdır” diye konuşuyor.
Serbest radikal üretimini hızlandırıyor
Sigara içmek vücudunuzdaki serbest radikallerin üretimini de hızlandırıyor. Vitaminler ise serbest radikallere karşı savunma görevi görüyor. Vücudumuzda hasarı önlemek veya en aza indirmek için serbest radikalleri nötralize etmeye yardımcı oluyorlar. Sigara içmek bu kalkanları tüketerek serbest radikallerin vücuda zarar vermesini kolaylaştırıyor. Bu da hastalık riskini artırıyor. “Sigara içmenin temel vitaminleri tüketerek, serbest radikallerin vücudumuzu hasara karşı nasıl savunmasız bıraktığını bilmek çok önemli” diyen Profesör Saygı, şu açıklamayı yapıyor:
“Serbest radikaller, tek sayıda elektrona sahip olan atomlar veya moleküllerdir. Moleküller bu durumda olmayı sevmezler (bir çift elektronları olduğunda çok daha mutlu olurlar), bu da onları çok kararsız hale getirir. Bu mutsuz serbest radikaller, enerjilerini stabilize edebilmeleri için bir elektron arayarak vücutta dolaşırlar. İhtiyaç duydukları elektronu nerede bulduklarına bağlı olarak, sağlıklı dokuya zarar verebilirler.
Kollajene müdahale ettiklerinde, kötü şöhretli “sigara içenlerin kırışıklıklarına” neden olurlar. Kan damarlarıyla karşılaştıklarında, kalp krizi için zemin hazırlayan kan damarı astarına zarar verebilirler. Hücrelerimizde DNA olduğunda, hasar (gen mutasyonları) ortaya çıkabilir. Bir kanser hücresinin oluşumundan gen mutasyonlarının birikmesi sorumludur.” Sigara içmenin vücudun çeşitli vitamin ve mineralleri emme yeteneğini olumsuz etkilediğini belirten Saygı, sigaranın vitaminleri nasıl yok ettiğini ise şöyle anlatıyor: “C vitamini, vücudumuzda deriden kaslara ve bağlardan kan damarlarına kadar her şeyi üreten hücrelerin büyümesinden ve onarılmasından sorumlu bir protein olan kolajen yapmak için gereklidir.